15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Erzincan’da yürüyüş yapıldı. Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş’ın da katıldığı yürüyüş Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu. Etkinlikler meydanda devam etti.
15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri Erzincan’da devam ediyor. Yürüyüşlerin yapıldığı, demokrasi nöbetinin tutulduğu etkinlikte birlik ve beraberlik mesajları verildi.
FETÖ’cü hainler tarafından gerçekleştirilen kanlı darbe girişiminin, halkımız tarafından bastırılmasının üçüncü yıldönümü münasebetiyle ilimizde anma etkinlikleri düzenlendi. 251 şehidimizin ruhunu yad ederek, yeniden meydanlarda demokrasi nöbeti tutan Erzincanlıların etkinliklere katılımı yoğun oldu.
Erzincan’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde Milli Birlik yürüyüşü yapıldı. Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, 3. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Bülent Temizer, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Abdullah Akın Çiçek, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, kamu kurum müdürleri, askeri ve sivil erkan, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaşımızın katılımı ile eski otogar kavşağında başlayan yürüyüş mehter takımı eşliğinde devam etti. Yürüyüşün ardından binlerce vatandaş Cumhuriyet Meydanı’nda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliği için bir araya geldi. Program, Cumhuriyet Meydanına girişte Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş ve beraberindeki protokol tarafından anı defterinin imzalanması ile başladı.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından okunan İstiklal marşı ile devam eden programda Kur’an-ı Kerim tilaveti verilerek, dualar edildi. Daha sonra ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, Atatürk Havalimanı'nda ki 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Buluşması'nda yaptığı konuşması, sinevizyon aracılığıyla alanı dolduran Erzincanlılar tarafından izlendi. Ardından hain darbe girişimini savuşturan dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününe ilişkin mesajı katılımcılara aktarıldı.
Daha sonra ise Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve siyası parti temsilcilerinin konuşmalarına yer verildi. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği konuşmalarda Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü için dışardan ve içerden gelebilecek tüm tehditlere karşı olunacağına vurgu yapıldı.
Son olarak kürsüye çıkan Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, demokrasi nöbetlerinde olduğu gibi kürsüdeki ilk sözü ‘Erzincan’ oldu. Vatandaşlar alkış ve ıslıklar ile karşılık verdi. Konuşmasında 15 Temmuz’un önemine vurgu yapan Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, “Zulmün, Haksızlığın Karşısında Sıra Dağlar Gibi Duran Hamiyetli Kardeşlerim, İstiklali Uğruna, Canı Pahasına Şehrini, Ülkesini Koruyan Aziz Hemşehrilerim, 15 Temmuz’da milletimizin istikbalini karartmak isteyen hainlerin bağımsızlığımızı elimizden alma girişimine karşı millet olma şuurunun, bilincinin bir kez daha farkına vardık.
15 Temmuz, bin yıldır yaşadığımız bu mukaddes topraklarda millet olma şuurunun oluşmasında tıpkı Çanakkale gibi, Kurtuluş Savaşı gibi en önemli kilometre taşlarından birinin döşendiği gün olmuştur. 15 Temmuz, Vatan söz konusu olduğunda canını hiç düşünmeden verecek binlerce Ömer Halisdemir’lerin var olduğu, “Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır” dizelerinin canlı kanlı yaşandığı günlerden olmuştur. 15 Temmuz, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen ama düşmanın bile yapmayacağı kadar vahşi, kanlı ve hain darbe girişimini gerçekleştiren alçaklara karşı halkımızın demokrasiye ve ülkesine sahip çıkma iradesini gösterdiği gün olmuştur.
Hakikat şudur ki; bizler 15 Temmuz’da canını, kanını, malını gözünü kırpmadan feda edenleri anlatmak zorundayız. Ömer Halis Demirleri, Erol Olçakları, Halil Kantarcıları, Recep Gündüzleri anlatmak zorundayız. Boğaz Köprüsünde darbecilerin üstüne korkmadan yürüyen Kemahlı kızımızı, tankları durdurmak için bedenini siper eden kahramanları, elinde bayrak yüreğinde imanla meydanlara çıkan yaşlı dedelerimizi ve ninelerimizi, şehit olma arzusuyla belediyenin süs havuzunda abdest alıp adeta yağmur gibi yağan kurşunlara karşı yürüyen gençlerimizi, ailesiyle helalleşip meydanlara koşan yiğitlerimizi anlatmak zorundayız. Anlatmalıyız ki gelecek nesiller bastığı yerleri toprak diyerek geçmesin. Anlatmalıyız ki bu vatanın en son ocağımız sönene kadar yıkılmayacağını herkes bilsin. Anlatmazsak varlık sebebi olarak Türk ve Müslüman düşmanlığını gören şer odakları unutuyorlar.
Malazgirt'i Kosova’yı Niğbolu'yu Mohaç'ı unutmalarını anladık da Çanakkale'yi Sakarya'yı Dumlupınar'ı ne çabuk unuttu bu Haçlılar?
Bedenine saplanan onlarca oka rağmen surlara bayrağı diken Ulubatlı Hasan'ı unutmalarını anladık da koca top mermisini sırtlayıp namluya sürerek İngilizlerin en meşhur zırhlısını en hassas yerinden vuran Seyit Onbaşı’yı nasıl unuttular?
Orduya kabul edilebilmek için kemikten tarağı dudağının üstüne saplayan Genç Osman'ı unutmalarını anladık da kundaktaki bebeğini bırakıp düşmanla ölümüne savaşan Nene Hatun'u ne çabuk unuttular? Bilmiyorlar mıydı bu milletin hamurunda Mete'nin Yunus'un mayası olduğunu? Çin sarayını kırk yiğidiyle basan Kürşad'ın çılgınlığını bilmiyorlar mıydı? Bu gençlerin, bu anaların vatan denilince kükreyen bir sel gibi bendini çiğneyip aşacağını enginlere sığmayıp taşacağını aslında unutmadılar. Unutmak istediler. Ataları gibi onlar da ham bir hayale kapıldılar. Aslan yürekli dedikleri kedi yürekli Richard gibi onlar da muhal olanı, imkânsızı denediler.
Bu defa bizden gibi görünen, iplerini ellerinde tuttukları bir şeytanla FETÖ ile saldırdılar. Uğruna seve seve canımızı verdiğimiz inancımızı kullandı FETÖ, merhametimizi istismar etti. Kendini insanlığa adamış görüntüsüyle kandırdı... Tuzak kuranların en hayırlısının Allah olduğunu unutarak kurdu bu millete tuzağını.
15 Temmuz akşamı kendine körü körüne bağlananları, milletin tanklarıyla milletin üstüne sürdü hiç acımadan... Sandı ki korkup kaçacak bu millet. Kendi de efendisi büyük şeytanın kuklası olarak gelip kurulacak milletin başına... Ama olmadı. Allah tuzaklarını bozdu. O gece Reis çıktı meydana... Alparslan'ın Malazgirt Ovasında çıktığı gibi önce toplanın emrini verdi, sonra sürdü uçağını İstanbul'a Fatih'in atını denize sürdüğü gibi... Dünya mazlumları korku ve endişe ile beklerken hainler ve Haçlılar ellerini ovuştururken Yunus gönüllü milletimizin her biri, yüz binler ordusunun bir Ebabili oldu... Çelikten, zırhtan tanklar kartondan bir oyuncağa döndü sanki yüreklerdeki bu iman karşısında. Gece boyu sürdü Hilal ile Haç'ın savaşı. Şafak sökerken atılan her bir taş bir mermi oldu; edilen her bir dua bomba oldu, dağıttı hainleri ve haçlı ordusunu... Bin yıllık hevesleri bir kere daha kursaklarında kaldı. Türkiye’miz çok daha güçlü bir şekilde yerinden kalkarak ilelebet var olacağını gösterdi tüm dünyaya.
Tam 251 can şehit oldu bu savaşta. Ömrüne doymamış 251 civan gitti, pervanelerin ateşe uçtuğu gibi... 2703 gazi de bedenlerini feda etti seve seve. Bu şehitlerimizden 4’ü Erzincanlı kahramanlarımızdı.
Dört Erzincanlı şehidimizi biraz anlatmak istiyorum.
Mete Sertbaş
Refahiyeli. 49 yaşında evli 2 çocuk babası. Acıbadem Mahallesi muhtarı. 15 Temmuz gecesi Acıbadem’de bulunan Türk Telekom binasına gitti. Darbeci hainleri vazgeçirmeye çalıştı. Açılan ateş sonucu şehit düştü. Ruhu şad olsun.
Burak Cantürk
Kemahlı. 23 yaşında üniversite öğrencisi. Darbe girişimini duyunca sokağa çıktı. Karşı koydu, darbeci hainlerin açtığı ateş sonucu Çengelköy’de şehit oldu. Ruhu şad olsun.
Hüseyin Güntekin
Kemahlı. 47 yaşında evli 10 ve 17 yaşında 2 çocuk babası. Kasaplık yapmaktaydı. Darbe girişimi gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğüne gitti. Darbeci teröristlerin silahlı saldırısı sonuncu şehit düştü. Ruhu şad olsun.
Recep Gündüz
Tercanlı. 27 yaşında bekâr, İstanbul’da inşaatlarda çalışıyordu. Haberi alır almaz 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne gitti. Hainlerin açtığı ateş sonucu şehit oldu. Ruhu şad olsun. 251 şehidimizin hepsinin ruhu şad olsun, Allah şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin.
Büyük acılar yaşadık, üzüldük, ama ay yıldızlı bayrağımızı yere düşürmedik. Hainlerin, teröristlerin ülkemizi istila etmelerine, aydınlık geleceğimizi karartmalarına izin vermedik. Allah bir daha milletimize bunu yaşatmaz inşallah.
Bir daha yaşanmaması için sıkı sıkıya bağlanalım birbirimize bir binanın tuğlaları gibi. Tutalım düşenin elinden, en güzel şekilde yapalım işimizi. Aldatmayalım birbirimizi, yanında olalım mazlumların, gönlü kırıkların. Merhamet etmeyelim vatan hainlerine, iş birlikçilerine. Kardeş olalım birbirimize, hep birlikte Türkiye olalım.
Ben bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken; dostlarımıza güven ve gurur verip, düşmanlarımıza korku saldığımız bu topraklar üzerinde gözü olanların son ümidini de yok ettiğimiz 15 Temmuz gecesinde, tarihin şerefli sayfalarına isimlerini altın harflerle yazdıran tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Ey yüce Türk Milleti; varlığın mübarek, düşmanların sana kurban olsun.” dedi.
Konuşmaların ardından günün anlam ve önemini anlatan şiirler okunarak sinevizyon gösterisiyle devam eden programda televizyon programcısı ve şair Serdar Tuncer sahne alarak şiirleri ve anlatımlarıyla 15 Temmuz ruhunu yeniden yaşattı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar demokrasi nöbeti tutulduktan sonra salaların okunması ile program son buldu.
Düzenlenen etkinliklere Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, Eşi Hanımefendi Hatice Arslantaş, 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş, Eşi Nesrin Savaş, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, 3. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Bülent Temizer, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Abdullah Akın Çiçek, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, kamu kurum müdürleri, askeri ve sivil erkan, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.